Caddebostan, Bağdat Cd. No:265/5, 34728 Kadıköy/İstanbul
Narsistik kişilik bozukluğu; kendisini abartılı beğenme, bu beğeni ve onayı herkesten bekleme, empati yoksunluğu, insanları küçümseme ve aşağılama, manipülatif davranışlar, yakınındaki kişileri kontrol altında tutmaya çalışma, suçlayıcı ve saldırgan tutumlar sergileyebilme potansiyeli ile karakterize bir kişilik bozukluğudur.
Şunu mutlaka belirtmek gerekir ki, Narsistik Kişilik Bozukluğu teşhisini sadece psikiyatri hekimleri koyar. Tedavi ise psikiyatri hekimleri ve klinik psikologlar tarafından yapılır. Gelelim şimdi bu karakterize özellikleri kısaca açmaya.
Narsistlerin kendisine karşı aşırı bir beğenisi vardır ya da öyle gösterirler. Gösterirler diyorum çünkü, narsistik kişilik bozukluğu olan kişinin içinde aslında çok büyük bir aşağılık kompleksi vardır. Bu kompleksini daima başkalarından onay ve övgü alarak iyileştirmeye çalışır. Herkesin takdirini kazanamayacağı, hatta bazı durumlarda bırakın övgüyü, onun içindeki bu ezikliği gören keskin gözler olabileceği için bu pek mümkün olmaz. Durumun farkında olan narsist bu kişileri aşağılar ve küçümser. Çünkü yine içindeki değersizlik hissini ancak başkalarını küçümseyerek gidermeye çalışır, onlarla alay eder, isim takar ve gücü yetiyorsa ezmeye çalışır. Bu bakımdan narsistin yakınında olmak eğer kendinizi koruyamıyorsanız tehlikelidir.
Narsistik kişilik bozukluğu olanlar empatik değildir başkalarının duygularını anlayamazlar. Çünkü aslında kendi içlerindeki acı o kadar büyüktür ki, başkalarını dinleyemezler. Onların tek ihtiyacı kendilerinin ne kadar harika olduğunu duymaktır. Bunu sağlayabilmek için ilişkinin başlarında hediyelerle, iltifatlarla adeta bir masal dünyasında yaşıyormuşsunuz gibi hissettirirler. Onlara bağlandıktan bir süre sonra gerçekle baş başa kalırsınız. İlgi azalmıştır, evliliklerde aldatma ve eve geç gelmeler başlar, maddi ve manevi olarak yoksun bırakılırsınız. Siz yoksunken narsist dışarıda başkalarını hediyelere iltifatlara boğuyor olabilir. Övgüyle hayatta kalan narsist kendisine yeni hayranlar aramaya başlamıştır bile. Ama narsistler öyle manipülatiftir ki bu davranışlarının sebebinin “siz” olduğuna sizi ikna ederler. Bir sorun varsa bu sizin suçunuz ya da gereksiz hassasiyetinizdir.
Narsistler manipülasyonu çok iyi kullanırlar. Sizi seviyor ya da değer veriyormuş gibi gösterip, sizi kontrol altında tutmaya çalışırlar. Arkadaşlarınızla ve ailenizle aranızı açacak tehlikeli fısıltılarla sizi zehirlerler. Bunları iyi niyetinizden göremediğinizi söylerler. Buradaki amaç sizi yalnızlaştırmak ve tamamen kendilerine bağımlı hale getirmektir. Sonrasında sizi aşağılayarak, uzmanı olduğunuz işi dahi küçümseyerek, nerede ne zaman söylediğinizi bile hatırlamadığınız sözlerinizi size karşı kullanarak dibe çöküşünüzü izlerler. Narsistin kendisini büyük hissettiği an buradadır. Kendinizi çirkin, vasat, değersiz, bir işe yaramayan biri gibi hissetmeye başladığınızda artık ağa düşmüş ve onsuz yapamaz hale gelmişsinizdir. Aileniz ve arkadaşlarınız uyardığında bazı şeylerin farkına varır ve uzaklaşmaya başlarsınız. Kendinize güveniniz yerine gelmeye başlar. İşte tam o anda tekrar sizi hediyelere ve iltifatlara boğar, özürler dilerler. Bazen de agresif davranışlar ve tehditlerle gitmenizi engellerler. Sizi kendilerinden mahrum bırakarak cezalandırırlar, yalvarmanız ağlamanız ve özür dilemeniz için özellikle yaparlar. İlk zamanlarda yaşadığınız o muhteşem insana bağlandığınız ve onu kaybetmek istemediğiniz için fedakarlıklar yaparsınız ama hiçbiri yeterli gelmez. İçinden çıkamadığınız bir cenderede kalırsınız. Üstelik hataların sizde olduğuna inanıp kendinizi suçlarsınız.
Narsistler sorumluluk alacakları işlere ve ekip çalışmalarına girmeyi çok sevmezler. Çünkü zaten gizli dünyalarında kendilerinden memnun değilken sorumluluğun getirebileceği başarısızlıkla ve eleştiriyle baş edemezler. Buna rağmen narsistleri üst düzey pozisyonlarda sıklıkla görebilirsiniz, çünkü yapılan bir araştırmada şirketlerin maalesef narsistik kişilik bozukluğu olanlara ilgi gösterdiği ortaya çıkmıştır. Muhtemelen yükselmek için her yöntemi kullandıklarındandır. Fakat dikkat çeken bir başka nokta narsistlerin kendi çıkarları söz konusu olduğunda etik ve ahlaki değerleri umursamadıklarıdır. İş arkadaşlarını birbirine düşürüp bu durumdan çıkar elde etmek, finansal kaynakları kötüye kullanmak ya da başarılı bir çalışanı tehdit olarak görüp manipülatif yollarla işten çıkarttırmak gayet olasıdır.
Bazı durumlarda narsistlerin beğenmemesiyle mükemmeliyetçilerin beğenmemesi benzetilir. Asla aynı değildir. Narsistlerin beğenmemesi, kendisinde olmayanı kompleksle kapatmasından ve kendisini yüce göstermesinden; mükemmeliyetçilerin beğenmemesi ise zaten yeterli ve gayet iyiyken daha da iyiyi hedeflemesinden anlaşılır.
Narsistler bahsettiğimiz tüm bu davranışların bir sorun olduğunu düşünmezler. Narsistik eğilimlerinin farkına varsalar bile bununla yüzleşmekten kaçınırlar. Dolayısıyla tedavi için gidenlerin çoğu narsistler değil, narsistlere maruz kalanlardır.
Narsistik kişilik bozukluğunun sebepleri arasında en çok çocukluktaki yetersiz ilgi gelmektedir. Yine mi çocukluk diyeceksiniz evet birçok durumda olduğu gibi bunda da küçük yaşta maruz kalınan deneyimler başrol oynar. Sonradan da narsistik özellikler gelişebilmektedir fakat kısıtlıdır. Ayrıca bazı durumlarda ebeveynlerin aşırı övgüsü de narsizme sebep olabilmektedir. Örnekleyecek olursak; elini taşın altına koymadan, yani emek vermeden, adalet terazisini kullanmayı öğretmeden gösterilmiş kof ilgi vakit almaz ve sorunlardan kaçınmayı sağlar. Ayarı olmayan, empati ve şefkatten yoksun bu övgü ve ilgi, yine narsist bir ebeveyn tarafından veriliyor olabilir.
Sonuç olarak narsistik kişilik bozukluğu zaman alsa da tedavi edilebilir bir hastalıktır. Buradaki en önemli şey narsistin kendisinin farkında ve bu durumdan rahatsız olması değişmeyi ve kendisiyle yüzleşmeyi göze almasıdır. Tekrar belirtmek gerekir ki, Narsistik Kişilik Bozukluğu tanısını sadece psikiyatri hekimleri koyar. Tedavisi ise psikiyatrlar ve klinik psikologlar tarafından yapılır.